Son yıllarda gıdalarda oluşan bozulmalar, rafinerize doğal olmayan gıdaların aşırı tüketilmesi ve katkı maddelerin yoğun bir şekilde kullanılmasından dolayı tüm dünyada en yaygın hastalıklar arasında bulunan Obezite ile en etkili tedavi yöntemleri arasında cerrahi işlemler gelmektedir. Özellikle ileri seviye olarak kabul edilen obez hastalarda sadece diyet ve egzersiz programları istenilen sağlıklı sonucu ulaşmakta yeterli kalmamaktadır. Obezite tüm dünyada yaygın sağlık sorunu olmasının yanında özellikle beraberinde şeker hastalığı gibi çok ciddi sağlık sorunlarını da getirmektedir. Obezite sorunu yaşayan hastalar üzerinde yapılan araştırmalarda morbid obez sınıfında olan hastaların diyet ve egzersiz programı ile istenilen sağlıklı seviyeye ulaşma oranlarının %10-12 arasında olduğu tespit edilmiştir. Fakat fazla kilolarından bu şekilde kurtulan hastalarında çok büyük bir kısmı ise kilo verdikten 12-15 ay sonra tekrar kilo almaya başladığı görülmektedir. Fakat kilo verme işlemini obezite ameliyatı gibi tedavi yöntemleri ile sağlanması sonunda hastaların tekrar kilo alma durumu çok düşük olduğu görülmektedir.

Obezite ile mücadele aslında bir nevi şeker hastalığı ile mücadele olarak da görülmektedir. Çünkü ileri obez hastalarında çok büyük kısmında Tip-2 diyabet hastalığı görülme oranları çok yüksek seviyelerde olduğu bilinmektedir. Son yıllarda Tip-2 diyabet hastalarına uygulanan şeker hastalığı ameliyatı sayesinde hastaların sağlıklarına kavuşması çok kısa sürelerde sağlanabilmektedir. Fakat şeker hastalığı ameliyatı gibi cerrahi işlemlerin başarı sağlaması için ortada bulunan kilo sorununun kaldırılması gerektiğinden dolayı obezite ile mücadele araçlarının da kullanılması gerekmektedir.

Obezite Cerrahisinde kullanılan bazı yöntemler ve şeker hastalığı üzerindeki avantajları;

Gastrik by-pass ve Tüp mide olarak bilinen cerrahi operasyonlar mide hacminde küçültme imkanı sağlamasından dolayı hem kilo problemi ile mücadele sağlamış oluyor hem de gereksiz gıda tüketiminden dolayı gelişim gösteren şeker hastalığı ile mücadele ilk adım olarak görülmektedir. Aynı şekilde Sleeve Gastrektomi olarak bilinen cerrahi müdahaleler sayesinde hacim yapısında küçültme ve emilim bozukluğu konusunda tedavi oluşturulmaktadır. Uygulanan cerrahi işlemler sayesinde protein ve yağ dengesinde belli değişmeler oluşmaktadır. Diğer Cerrahi operasyonlar sonunda yağ emiliminde ciddi oranda azalmalar olmasından dolayı hastanın vücut yapısının güçlenmesini sağlayan vitamin ve minerallerinde alınması gerektiğinden dolayı ameliyat sonrası doktorun önereceği ilaçların belirlenen sürede alınması gerekmektedir. Özellikle B12 ve D vitamini kullanımı obezite ameliyatı ve şeker hastalığı ameliyatı gibi operasyonları geçiren hastaların bir müddet kullanılması gerekmektedir.

Tip-2 diyabet hastalığı için uygulanan en etkili tedavi yöntemleri arasında bulunan şeker hastalığı ameliyatı, obezite ameliyatları ile farklı değerlendirilmesi gerekmektedir. Şeker hastalığı ameliyatlarının obezite cerrahisinden ayıran en büyük fark vücutta operasyon sonunda yağ ve protein emilim dengesinde herhangi bir farklılık oluşturmamasıdır. Şeker hastalığı ameliyatı genel olarak özetlenmek istediğinde bağırsak sisteminde yapılan yer değiştirme işlemi olarak görülmektedir.  Şeker hastalığı ameliyatlarında hastalara ilave vitamin takviyesi çok seyrek aralıklar ile yapılmakta ve belli bir dönem sonra bırakılabilmektedir.

Şeker hastalığı ameliyatı özellikle morbid obezite üzerinde etkili olabilmekte ve obezite ameliyatlarından sonra olduğu gibi sürekli vitamin kullanma durumu bulunmadığından dolayı en etkili ve en çok tercih edilen yöntemler arasında bulunmaktadır. Genel olarak bakıldığında ise şeker hastalığı ameliyatı ile obezite cerrahisi çift basamaklı bir tedavi yöntemi olarak görülmesi gerekmektedir. Şeker hastalığı ameliyatı iki şekilde hastaya uygulanmaktadır. (DII ve JII olarak)

Özellikle aşırı obez bireylerde bazen Çift Kademeli Şeker Hastalığı Ameliyatı Uygulanabilmektedir amaç hastaya önce morbid obez olan ve vücüt kitle indexi çok yüksek olan hastayı belirli bir kiloya indirmek sonraki aşamadada diğer ameliyatı yapmaktır böylece hastayı ilk aşamada kısa süren bir ameliyatla cerrahi risklerden uzaklaşdırıp ikinci ameliyata daha hazır hale getirmek amaçlanır.

İki kademeli şeker hastalığı ameliyatında hastanın BMI Değerleri 50kg/m2 üstünde olması gerekmektedir. 50 ve üzerinde olan hastalarda Sleeve Gastrektomi ameliyatı uygulanmakta ve operasyon tek anestezi altında 1-2 saat içinde bitebilmektedir. Sleeve Gastrektomi uygulaması sonrası belli süre geçtikten sonra hastaların VKİ değerleri 40kg/m2 altına düşmesi sağlanmaktadır. Bu başarı sağlandıktan sonra hastaların verdikleri kiloların kalıcı olması ve düzenli bir şekilde istenilen seviyeye kadar kilo verilmesi sağlanması için ileal interpozisyon (şeker hastalığı ameliyatı) işlemi uygulanmaktadır.

Ülkemizde şeker hastalığı ameliyatı genelde kilolu ve hafif kilolu kişilerde ilk tedavi olarak uygulanabilmektedir. Süper obez hastaları yukarıda da bahsettiğimiz gibi ilk önce sleeve Gastrektomi operasyonu geçirmesi gerekmektedir. Genel olarak Sleeve Gastrektomi uygulamasının en güçlü avantajları arasında;

• Hızlı ve etkili kilo kaybı sağlamak

• Sağlanan kilo kayıplarının uzun yıllar kalıcı olmasını sağlamak

• Diğer cerrahi uygulamalarda olduğu gibi emilim bozuklukları meydana getirmediği için sürekli vitamin ve takviye ilaçların kullanılmasına gerek kalmamaktadır.

Cerrahi işlemler genel olarak tek başlarına bir mucize gibi algılanmaması da gerekmektedir. Bu tür uygulamalar hastanın operasyon sonrası tamamen verilen programlara uyması ile başarı sağlanabilmektedir. En çok yapılan hataların başında da cerrahi operasyonlar sonrasında gözle görülür bir başarı sağlanmasından sonra tekrar yeme alışkanlıklarının bozulması ve verilen programlara uymamak olmaktadır.

 Genel bir çerçeve içinde şeker hastalığı ameliyatı obezite ile mücadelede etkin bir tedavi aracı olarak görülmektedir.